Başladığım Gibi Bitiremedim


Ben 1989 yılında, annemle babamın çılgın projesi olarak dünyaya gelmişim. öyle çok acayip şeyler olmamış tabi ben doğarken (mucizevi olarak). bir salı günü akşam üzeri doğmuşum ben. ve ben salı günlerinden nefret ederim, niye mi ? . Sali kadar gereksiz bir gün yok çünkü. Ne sendromu var, ne hafta ortasi, ne de hafta sonuna yakin, karaktersiz...

Yine de planlı bir çalışmanın ürünü olduğumu bilmek güzel şey, zira annesinin "dur" ihtarına babasının uymaması sonucu aramızda olan insanlarda var...

Sabah uyandığımda ilk yaptığım işlerden biri aynaya bakmak doğal olarak ama rutin tekrarlar içerisinde ki en hüzünlü anım aynada yüzüme baktığımda " 2 yeni sivilcen var" ibaresini gördüğüm andır. hayır anlamıyorum ki geldik 20 küsür yaşımıza hala sivilce çıkıyor bi taraflarımızda, yanlış anlamayın herhangi bir aşkı tek başıma yaşadığım da yok, arada rüya da şeytan ugrarsa olur birşeyler ki o da uzun zamandır boşladı beni...

Olsun ben yine de çoğu günler en az Yıldız Tilbe'nin çenesindeki ben kadar mutluyum, keyfim yerinde ve aslında ben sadece izzet altınmeşeye yakışıyor...

Son zamanlarda yine Murphy abimizin gazabından kurtulamıyorum sırf onun yüzünden 3 tane otobüs kaçırdım geçenlerde. bekle bekle otobus gelmez markete gırerım otobus hızla gecer ya da sigara yakarım şıp dibime yanaşır otobüsüm. zaten bazen otobüs şoförlerinin uzakta bi kenara çekip "Ulan şunlardan biri sigara yaksa da durağa gelsem" diye beklediğini düşünüyorum.


Konuya nerden girdim nereye devam ediyorum ben de kafayı yedim iyice neyse koyver gitsin...

O değil de "bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa,orda güneş batıyor demektir" diye bir söz var bilirsiniz, iyi de ya güneş doğuyorsa bunu düşündünüz mü hiç...

Neyse yine başladığım şekilde bitiremediğim bir yazının daha sonuna geldim. napiyim beceremiyorum bu işi zaten huylarımı kurutmak için şerite astım bekliyorum belki huyum kurur he ne dersiniz, bu arada sevmeyi beceremeyenler, becermeyi severler onlardan olmayın sakın.... sevgi saygı...