DEJAVU....

Dejavu;Fransızca kökenli bir kelimedir.Yaşadığın bir anı tekrar yaşıyormuşsun hissine kapılma demektir.Bilim adamları bu konuyu “Beynin sağ lobu ile sol lobunun milisaniyeden daha küçük bir zaman fark ile çalışması,bir taraf diğer taraftan önce algıladığı için,geç algılayan taraf bu olayı daha önce yaşamış gibi olur.Sinir aksonlarındaki minik bir sapmadan kaynaklanır.” Diye açıklıyorlar.Neyse bizim konumuz bu değil.Bilim adamlarını dahi boşa çıkartacak bir ülke olan Türkiye bizim konumuz.Bir ülkenin dejavu yaşaması.Hiç olur mu bunun için yaşayanın insan olması,onu da geçtik hiç değil ise bir beyni olması gerekir demeyin.Biz beynimiz olmadığı için yaşıyoruz.
Yıl 1950 çok partili yaşam,demokrasiye geçiş diyoruz iyi hoş 10 yıl sonra bir darbe sonrası yine demokrasiye geçiş.12 Mart yıl 1971 bir muhtıra demokrasiye ayar,sonrası yine demokrasiye geçiş.12 Eylül 1980 bir darbe daha sonrası demokrasiye geçiş.28 Şubat balans ayarı derken yine demokrasiye geçiş.Görüyorsunuz sadece demokrasiye geçmek için dahi 4-5 defa aynı olayları yaşamış ülkemiz yani dejavu.
6-7 Eylül olayları,12 mart,12 Eylül işkenceleri,Maraş,Çorum ve Sivas’ta unutulan insanlık,yaşanılan ayıplar.Bir değil,iki değil defalarca yaşanılan utanç.Al işte sizlere dejavu.Hani bir ülke dejavu yaşar mıydı saçmalama demeler,ne oldu?Bu durumdan daha kötüleri var.İşsizlik örneğin,açlık,yoksulluk,yoksunluk örnekleri.Bunlar dejavunun da ötesinde olan olaylar.Benim bu yalnız üzgün yurdum kuruldu kurulalı hep fakir,aç ve yoksul.85 yıllık tarihinde(ki daha öncelerine bu toprakların tarihine değinmiyorum dahi.) her gün hızla çoğalan bir şekilde açlığın pençesinde.İnsanlarım kendilerini bildiklerinden beri yoksullar ve hayattan yoksunlar.Köylüm,çiftçi kardeşlerim yılın her anı sabah serininden akşam karanlığına kadar toprağa terini akıtmakta.Bu sene belki bu sene biraz rahat ederim,az da olsa para kazanırım umudu ile her geçen yıl daha fazla çalışmakta ama yine yok,yine yok.
İşçi yoldaşlarım yeri geldiğinde kollarını,bacaklarını tezgahlarda kaybetmekte.Sırf biraz daha insancıl bir yaşam sürebilme umudu ile bu zorluklara katlanmakta.Vesselam ülkemin yaşadıkları bunlar.Her gün,her an eksilmeden aksine artarak aynı şeyleri yaşamakta.Diyeceksiniz ki şimdi bunların ne alakası var dejavu denilen olayla.Bir alakası var mı,yok mu aslında ben de tam olarak bilmiyorum.Arkadaşlar çok aranan başlıklarda yazda okunsun dediler bende başlığı dejavu koydum.Başlığı böyle koymuş iken içine de bir iki yerde yazmak zorunda kaldım.Benim bildiğim tek şey bunlar;ülkemin acı gerçekleri.Her gün eksilmeden yaşanılan ve bu gidişle yaşanılacak olan olaylar bütününden birer parça.Bir yurtsever olarak canı yürekten üzmekte bunlar beni ve eminim ki benimle aynı üzüntüyü paylaşan bir çok yurtsever insan var.Ben de istedim ki düşüncelerimi onlarla paylaşayım.Bu yazıyı okuyup benimle aynı düşünen ya da düşünmeyen tüm dostlara canı gönülden teşekkürler.Sevgi ve saygıyla kalın.

"Çok eskiden yaşadım bu anı ben"
Dersiniz şaşkınlık içinde.
İlk girdiğiniz bir ev,bir merdiven
Birden güneş vuran pencere,

Ve tam sırasında tren düdüğü...
İşte böyle gelmişti siz dünyada
Değilken bir gün öğleüstü
Bu renklerle bu sesler bir araya.

Yaşamak anımsamakmıdır yoksa?
Sanmam,bizde bir sestik belki
Birileri için yıllar önceki
Şaşırtıcı karşılaşmada.

Melih Cevdet Anday...

M.KESKİN……..